Hayır değildir ama kas, iskelet ve sinir sistemi bozukluklarının tedavisinde birçok hekim ile fikir alışverişi yaparak aktif rol oynarlar.
Hareket etmek üzere tasarlanan insan vücudunun en büyük destekçisi “hareket, hareket, hareket” diyen ve mottosu “egzersiz” olan fizyoterapistlerdir. Fizyoterapist olabilmek için temel sağlık dersleri ve uygulamalı meslek dersleri alır, hastanede staj yaparsın. Bu dersler hem zor hem de eğlencelidir. 4 yılın nasıl geçtiğini anlamazsın.
İnsan vücudunu tanıdıkça, insanların fizyoterapiye neden ihtiyacı olduğunu anlarsın. Günümüz dijital çağında elektronik aletler insanları oturmaya ve pasifliğe teşvik ederken karşılarında seni yani fizyoterapisti bulurlar. O nedenle “fizyoterapistlik” mesleği her yıl dünyada geleceğin meslekleri arasına girer. Kanada, Amerika, Avustralya gibi yaşlı nüfusun fazla olduğu ülkeler hatta Dubai, Katar gibi orta doğu ülkeleri her yıl binlerce fizyoterapist alır.
Çalışma alanları saymakla bitmez. Hastanelerden, huzur evlerine, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden spor kulüplerine, kaplıca ve SPA merkezlerinden sağlıklı yaşam ve egzersiz danışmanlık merkezlerine kadar birçok alan seni bekler. İster hasta ister sağlıklı ile çalışırsın. Akademisyen olmak istersen eğer, onlarca seçeneğin olduğunu da bilmelisin. İster fizyoterapide uzmanlaşır istersen de temel tıp alanında devam edebilirsin.
İnsan ilişkilerin kuvvetli olmalı, empati yapabilmeli, gerektiğinde kontrolü ele almalı, gerektiğinde sabırlı olmalısın. İnsanla uğraşmak zordur, kabul etmelisin.
Fizyoterapist olacaksın ve her şeyi başaracaksın. Gelecek seni bekler.